4 Haziran 2008 Çarşamba

İşitme özürlüler



Normal işiten, özel bir araç yada teknik kullanmaksızın konuşmayı anlayabilecek kadar iyi işiten kişidir.
İşitmenin Gerçekleşebilmesi İçin;


a) Sesin olması,

b) Sesin kulağa ulaşması,

c) O sesin insan kulağının alabileceği frekans ve şiddet sınırları içinde olması,

d) Sesin kulaktaki dış, orta ve iç bölümleri aşması,

e) Sesin işitme merkezine ulaşması ve merkezce algılanması gerekmektedir. Bu işlevlerden birinin aksaması işitme yetersizliğini ortaya çıkarabilmektedir.

Yukarıda bahsettiğimiz işlevlerden en az birinin aksaması işitme özrünü ortaya çıkarmaktadır.

Katı, sıvı ve gaz türündeki cisimlerin titreşiminden oluşan bir enerjidir. Titreşimden oluşan ses enerjisi uygun iletken ortamda hareket eden dalgalar halinde yayılır. Yayılma kaynağından itibaren her yöne doğru olur.

Kalite : Ses telleri göğüs, gırtlak ve gırtlak üstü bölümlerin yutak, burun, ağız ve baştaki sinüslerin kapasitesi sesin kalitesini belirler.
Şiddet: Bir cisim durup dururken kendiliğinden titreşmez. Onun moleküllerini etkileyecek bir başka gücün olması gerekir. İşte o cismi titreştiren güç sesin bir özelliğini belirler ve etkiler. Bu özelliğe şiddet denir.

Perde: Cisimlerin bir saniyedeki titreşim sayısı sesin perde özelliğini oluşturur. Bir cismin saniyedeki titreşim sayısı frekans, cps, Hz olarak adlandırılır. Titreşim sayısı fazla olan sesler tiz, ince; titreşim sayısı az olan seslerse pes, kalın olur.

Tınnet, ton, nitelik sözlerinin eş anlamlı olarak kullanıldığı bu özellik aynı perde ve aynı şiddette olan seslerin birbirinden ayırt edilmesini sağlar. Her titreşim asıl kaynağından ayrılmadan önce kendi cismi içinde bir takım etkileşimde bulunur. Buna Rezonans denir. Titreşen her cismin seselim özelliği farklı olduğundan kişilerin seslerini birbirinden ayırt ederiz.

Ses asıl kaynağından uzaklaştıkça şiddetini kaybeder. Ses dalgalar halinde yayılır, bu dalga yakalanırsa duyulur, yoksa kaybolur. İşitme duyu organı istemsiz ve sürekli çalışarak bu eksikliği kapatır. Ses yayılırken özüre çarparsa kırılma olur ve yön değişir. Çarpma ve kırılma dik açıyla olursa yankı oluşur.

İşitmenin gerçekleşmesi için ses dalgalarının varlığı yeterli değil aynı zamanda kulağa ulaşması gerekiyor.ses kaynaktan çıkar çıkmaz iletken bir ortam bulur. Hava boşluğu olursa ses yayılmaz.
Bazen şiddeti fazla olan sesler daha düşük seslerin duyulmasını özürler

İnsan Kulağının Ses Alma Gücü

İnsan kulağı şiddet ve perde yönünden belirli ölçülerdeki sesi almaya uygundur. Sınırları tek ve kesin bir biçimde ortaya konulmamakla birlikte 16 ile 20.000 desibel arasında olan sesleri duyabilir.

İletişim Özellikleri :

İşitme özürli çocuklar özürlerinin özelliğine bağlı olarak gelişim alanlarında bazı farklılıklar gösteririler. Ancak bu onların normal işiten akranlarından tamamen farklı olduğu anlamına gelmez. Eğitimdeki amaçlarımızdan biri de işitme özürli çocukların özürinden doğan bu farklılıkları eğitim ve öğretim ile en aza indirmektir.

Sesleri duymayan ve sözel uyaranları algılayamayan çocuğun dil kazanımı tam olarak gerçekleşemeyebilir.

Soyut düşünmeyi gerektiren becerilerde daha başarısız olabilir.

Uyarlama, genel koordinasyon ve denge gerektiren becerilerde başarılarının kısmen daha düşük olduğu söylenebilir.

Zihinsel gelişim sürecinde dil önemli bir yer tutar. İşitme özürli çocukların dil becerilerindeki, kavram gelişimlerindeki yetersizlik ve işitsel girdinin az olması zihinsel gelişim sürecini de olumsuz olarak etkiler.

Okuma yazma gibi dilin kullanımını gerektiren becerileri kazanmada da problemler görülebilir.

Sosyal ve duygusal gelişimleri iletişimin sekteye uğramasından dolayı olumsuz etkilenebilir.

Çocukla iletişim kurulmuyor ya da iletişim için çok az zaman harcanıyorsa, çocuğun sosyal çevrenin bir parçası olması, olumlu benlik algısı geliştirmesi gibi konularda problemler yaşanabilir.

Topluma uyum sağlamada zorluk çekerler, kendilerini soyutlanmış hissedebilirler

Önleme Ve Erken Tanı

İşitme özrünün erken farkına varılması işitme özürli çocukların tüm gelişim alanlarındaki yeteneklerinin özellikle iletişim becerilerinin geliştirilmesi için eğitime mümkün olan en erken dönemde başlayabilme fırsatı yaratmaktadır. Aynı zamanda işitme cihazının erken dönemde kullanılmaya başlanması da eğitimlerinde daha fazla yol alınmasını sağlamaktadır.

Öğretmenlere öneriler;

İşitme özürli çocuklar için sınıfta en uygun oturma yeri sağlanmalı, öğretmene en yakın bulunan ve onun en iyi şekilde görebileceği bir yere oturtulmalıdır.

Konuşurken abartılı dudak hareketlerinden kaçınılmalıdır.

Konuşma esnasında yüz yüze hemen hemen göz seviyesinde olmaya çalışılmalıdır.

Fazla uzun cümlelerden kaçınılmalıdır.

Sınıfta gürültünün artması durumunda işitme özürli öğrencinin kelime ayırt etmede daha fazla zorlandığı dikkate alınmalıdır.

İşitme özürli çocukla iletişim kurarken ona dinlemesi ve düşünmesi için zaman tanıyın, çocuğun ne söylediğinizi anlayıp anlamadığını araştırın, çocuğa bazı şeyler sorun ve size doğru cevap verip vermediğine bakın.




İşitme özürli çocukların kendilerini anlatma zorlukları olduğundan, sınıfta onlara daha fazla zaman ayırın ve kendisini ifade edebileceği farklı yolları anlamaya çalışın.

İşitme özürli çocukların ilgi-yeteneklerini en iyi şekilde kullanabilmeleri için çocuğu pek çok yönü ile değerlendirin ve ona en uygun olan eğitim programlarını saptayın.Bu durum aile ve diğer derslere giren öğretmenlerle işbirliği yapılarak ortaya çıkarılır.

İşitme özürli çocuk işitme cihazı kullanıyorsa müzik yeteneğini geliştirmeye ve program dışı grup faaliyetlerine katılmaya teşvik edin.

İstenmeyen bir hareket yaptığında sözel ve yüz ifadeleri ile bu belirtilmelidir.

Normal işiten arkadaşları, işitme özürli öğrenciye nasıl yaklaşacakları konusunda bilgilendirilmelidirler.

Yaşıtları ile sosyal iletişimi desteklenmelidir. Mutlaka sınıfta kaynaşma sağlanmalıdır.

İşitme özürli çocuklar öğretmeni tarafından zamanında fark edilmez ve gerekli önlem alınmazsa bu özürinin dışında bir takım uyum güçlükleri geliştirebilir.İşitme özürli çocuk bu özürini gizlemek için yalnızlığı yeğler.Sınıf içinde geçen konuşma, tartışma, soru ve direktifleri anlamayabilir.Bu anlamayış onu alay konusu haline getirebilir. Öğretmen bunları dikkate alarak, sınıfta bazı önlemler almalıdır.

İşitme özürli olan çocuklar sınıftaki etkinlikleri ya gözle ya da sürekli ve zorunlu dinlemeye ve izlemeye çalışacaklarından ötürü bu çocuklar diğer öğrencilerden daha çabuk yorulabilirler. Bu husus öğretmen tarafından dikkate alınmalıdır.  

Hiç yorum yok: